Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum liderin bilinen olumsuz tavrı değişmedikçe ve BM Genel Sekreteri’nin ortak bir zemin olup olmadığını saptamak üzere görevlendirdiği Jane Holl Lute’un da katılacağı bir 3’lü görüşme yapmanın bir şeyler oluyormuş gibi sahte algısı vermek dışında bir işe yaramayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, TAK’a yaptığı yazılı açıklamada, Lute ile önceki gece kendi talebi üzerine bir telefon görüşmesi yaptığını belirtti.
Akıncı, “Bu telefon görüşmesinde Kıbrıs Türk tarafı açısından başından beri önem verdiği hususların, referans kavramlarının oluşmasında ne kadar önemli olduğunun bir kez daha altını çizdim. Eğer yeni bir müzakere süreci başlayacaksa, bunun sıfırdan başlamaması ve geçmiş mutabakatlarla belgelere dayalı olarak ucu açık olmayan, sonuç odaklı bir anlayışla ileriye götürülmesinin gerekli olduğunu bir kez daha vurguladım” dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in Lute’tan üçlü bir görüşme yapılmasını talep ettiğine ilişkin açıklamalarına da değindi.
Akıncı, önceki geceki görüşmede Lute’un bu konudaki görüşünü sorduğunda kendisine şu hususları ifade ettiğini belirtti:
“Bizim açımızdan sırf müzakere için müzakere dönemi kapanmıştır. Sayın Lute’un devam eden çalışmalarıyla eğer ortak zemin tespit edilirse, ucu açık olmayan, sonuç odaklı ve hedefin net olduğu bir süreç olmasını önemsiyoruz.
Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğinin olmazsa olmaz olduğu artık herkesçe bilinen bir gerçekliktir. Bulunacak olan çözümün adı ne olursa olsun, Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğini içermelidir. Sayın Anastasiadis ile bu konuda yaptığımız gayrı resmi görüşmelerde ne yazık ki yapıcı bir tavır göremedik. Tersine, gerek bizimle yaptığı görüşmelerde gerekse kamuoyuna yaptığı açıklamalarda Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitlik ve etkin katılım konusundaki hassasiyetlerine gereken özeni göstermediği anlaşılmaktadır. Oysa bu konu, geçmiş mutabakatlar arasında bulunan önemli bir BM parametresidir”
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Biz Sayın Lute ile yaptığımız temaslarda görev tanımı çalışmalarının ancak 11 Şubat 2014 mutabakat metni, diğer mutabakatlar ve son olarak da 30 Haziran 2017 tarihli çerçeve temelinde olması halinde başarıya ulaşma ihtimali olduğunu belirttik” dedi.