Akıncı, Çavuşoğlu’nu kabul etti
6 Mayıs, 2019TC Dışişleri Bakanlığı: ” ABD Dışişleri Bakanlığının 5 Mayıs 2019 tarihinde yaptığı açıklama gerçeklerden kopuktur”
6 Mayıs, 2019Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorununda hem masada hem sahada haklı ve tutarlı tavırlarını sürdürmeye devam edeceklerini ifade ederek, “Haklılığımızın verdiği bir güçlülükle yolumuza devem edeceğiz. Hem sahada, hem masada güçlü olmaya devam edeceğiz. Sahada güçlü oldukça, masa da daha güçlü olacağız” dedi.
Küresel Gazeteciler Konseyi Medya Buluşması önceki gün gerçekleştirildi.
Turizm Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği’nin ev sahipliğindeki organizasyonda Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, KGK Kurucu Genel Başkanı Mehmet Ali Dim birer konuşma yaptı. Kıbrıs konusu ve turizm konularında sunumlar yapıldı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, konuşmasında Kıbrıs Rum tarafının hangi model olursa olsun Kıbrıslı Türklerinin siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılımı konusunda retçi bir tutum ve inkar içinde olmaya devam ettiğini, hatta daha önce kabul ettiklerini bile inkar eder bir noktaya geldiğini aktardı.
Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’in enerji konusunu bile Kıbrıslı Türklerin hayati konusu olarak görmediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, Anastasiadis’in, enerji politikalarında ve mali politikalarda Kıbrıslı Türklerin hayati çıkarları olduğunu görmezden geldiğini kaydetti.
Uluslararası toplumun bu konudaki konumunun ne kadar yanlış ve Kıbrıs’ta çözüme yardımcı olmaktan uzak bulunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 2002- 2004’te AB süreci yaşandığında, Rumların tek başına AB üyesi olmasına neden olan yanlışlar ve hatalı politikaların bugün doğal gaz alanında tekrarlandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıslı Türklerin başından beri akıl, mantık, istikrar, barış yolunu önerdiklerini, paylaşımı ve birlikte hareketi öngördüklerine dikkat çekerek, bu adada makul bir çözüm olursa sadece iki toplumun değil, Türk ve Yunan uluslarının da bundan yarar göreceğini söylediklerini anımsattı.
Doğu Akdeniz’de akılcı yöntemlerle en mantıklı yol olan Türkiye güzergahını da dikkate alarak doğal gaz konusunda işbirliği yapmanın en akılcı yol olduğunun hep altını çizdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini denklem dışına itmek bu bölgede ne istikrara, ne barışa ne mantıklı çözümlere katkı sağlamaz” dedi.
Akıncı, East-Med boru hattı projesinin, İsrail Yunanistan, Güney Kıbrıs İtalya güzergahında yapılması ve çok daha derin sulardan Ege’den geçmesi öngörülen, Türkiye güzergahına kıyasla çok daha uzun mesafe ve daha pahalı bir güzergah olduğunu belirterek, Rum tarafının bunu daha ileriye taşımak için de çabalarını sürdürdüğü anlattı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Doğu Akdeniz barış istikrar ve işbirliği havzasına dönüşebilir. Yeter ki uluslararası toplum yanlış yerde durmaktan vazgeçsin” dedi.
“Masada da sahada da haklı ve tutarlı tavrımızı kararlı bir şekilde sürdürmeliyiz” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sismik araştırmaları ve kazı çalışmalarına da değindi.
Akıncı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sahada da haklarımızı korumanın yolarını elbette bulacağız. Bu faaliyetlerden dolayı rahatsızlık duyanlar var. Onlara söylediğimiz şudur; Rum tarafı bu girişimleri yaptığında neredeydiniz, onlara ne diyorsunuz, ne dediniz veya ne diyeceksiniz? Onlara bir şey yok. Onlara bir şey yoksa, bizim yaptığımız aksiyona karşı reaksiyondur, Rumların tavrını dengeleme siyasetidir, başka bir şey değildir. Yaptığımız, haklarımızı koruma siyasetidir ve bunun da başka bir yolu yoktur. Eğer siz araştıracaksanız, biz de araştıracağız. Eğer siz kazacaksanız biz de kazacağız. Kıbrıs Türkleri olarak bu konuda Türkiye ile işbirliği içindeyiz, Türkiye’nin iki sondaj gemisi var, bunlar yeri ve zamanı geldikçe buralarda bu görevi ifa edecekler, etmeye de başladılar zaten. Dolayısıyla haklılığımızın verdiği bir güçlülükle yolumuza devem edeceğiz. Hem sahada, hem masada güçlü olmaya devam edeceğiz. Sahada güçlü oldukça masada daha güçlü olacağız.”
TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise konuşmasında, mevcut şartlar altında KKTC’nin tüm dünyada uluslararası alandaki görünürlüğünün artırılması ve sesinin duyurulması için yoğun çaba sarf ettiklerini ve bu mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.
TC ve KKTC’nin her zaman çözümden yana olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Kıbrıs’ta henüz kalıcı bir çözüme ulaşılamamasının sebebinin Rum tarafının, Kıbrıs Türk halkı ile hiçbir şeyi paylaşmak istememesi olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu şöyle konuştu: “Türkiye, KKTC ve Kıbrıs Türk halkı, her zaman çözümden yana olmuştur ama bugün bir çözüm yoksa, son 5 yılda Dışişleri Bakanı olarak yakından gözlemledim, bunun sebebi Rum tarafının hiçbir şeyi Kıbrıs Türk halkıyla paylaşmak istememesinden kaynaklanıyor”
Çavuşoğlu, Rum tarafının, Cenevre ve Crans-Montana’da yapılan konferanslarda iki tarafın mutabık olduğu konularda bile geri adım attığını gözlemlediklerini kaydetti.
Bugün Birleşmiş Milletler (BM) raporlarının, yeni bir müzakerenin başlaması için ortak bir zemin olmadığına işaret ettiğini aktaran Çavuşoğlu, bu süreçte artık kaybedecek zamanları olmadığını vurguladı.
Çavuşoğlu, “Tüm seçenekler dahil hepsinin müzakere edilmesi, hangisi olacaksa müzakereye açık olduğumuzu da söyledik. Herhangi bir seçeneği dayatmıyoruz. Herhangi bir seçeneğin de bize dayatılmasını doğru bulmuyoruz” dedi.
Rum kesiminin Kıbrıs etrafındaki rezervleri Kıbrıs Türk tarafıyla paylaşmak istemediğini de söyleyen Mevlüt Çavuşoğlu, tüm platformlarda, Rum tarafının tek taraflı faaliyetlerine karşı olduklarını ve Kıbrıs Türk tarafının haklarının garanti altına alınması gerektiğini söylediklerini hatırlattı.
Rum tarafının tek taraflı faaliyetlerini gördüklerini, garantör ülke olarak Türkiye’nin de gerekli adımları atarak KKTC’nin ruhsat verdiği alanlarda sondaj ve araştırma gemilerinin faaliyetlerine başladığını anlatan Çavuşoğlu, daha önce mutabakat sağlanan bazı güven artırıcı adımlar noktasında Rum tarafının geri adım atmaya başladığını anımsattı.