Burcu: “Pratikte Kıbrıslı Türklerin kendi kurucu devlet sınırları içinde sarih çoğunlukta olacağı aşikâr”
18 Ekim, 2016Dürüst ile Arslan E-Devlet ve PTT İşbirliği Protokollerini imzaladı
19 Ekim, 2016Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs müzakere süreciyle ilgili olarak “karamsar bir tablo söz konusu değil, fakat her şey de bitmiş değil, biz her yaptığımız toplantıda her konudaki uzlaşı noktalarını biraz daha ileriye taşıdık” dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum lider Nikos Anastasiadis’le dün yaklaşık 2 saat süren görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı’nda basına yaptığı açıklamada dünkü toplantıda durum değerlendirmesi yapıldığını, halen çözüm bekleyen konuların bulunduğunu, 2 konunun (Toprak ile Güvenlik ve Garantiler) ilerleyen dönemde daha fazla ele alınacağını, fakat diğer 4 başlığın da bunlardan daha az değerli olmadığını söyledi.
2016 yılı sonuna kadar iyi bir anlaşmaya varma konusundaki hedefin sürdüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı, gelinen noktada 2016 yılı sonu hedefinin gerçek olabilmesi için çalışmaların yoğunlaştırıldığını söyledi ve bunun olumlu şekilde sonuçlanmasını temenni ettiklerini kaydetti. Anlayış ve pozisyon farklılıklarının aşılıp aşılmayacağının önümüzdeki günlerde belli olacağını söyleyen Akıncı, yılsonuna doğru daha net bir tablonun ortaya çıkacağını anlattı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Kanın ve gözyaşının bölüşüldüğü değil; refahın, nimetlerin ve barışın paylaşıldığı bir gelecek söz konusu olsun” şeklinde konuştu.
Akıncı bir soruya karşılık, çözümün önünde barikat kurmak isteyen birileri olacaksa kendi kendini ele vereceğini söyledi; şöyle devam etti:
“6 başlıktan 5’ini Kıbrıs’ta konuşalım. 6.’sını yani Güvenlik ve Garantiler. Bizim de hayatımızı ilgilendiriyor, bizim de söyleyeceklerimiz var, nitekim de söyledik, bunu bir beyin jimnastiği şeklinde yaptık ve daha önce açıkladık. Ama Güvenlik ve Garantiler deyince uluslararası bir anlaşmadan bahsediyoruz. Dolayısıyla TC, Yunanistan ve Birleşik Krallığın da olduğu bir ortamda o konu sonuçlandırılabilir diye defalarca söyledik. Tarafların da anlayışı budur, gerçi biz ‘beşli’ diyoruz, onlar ‘çoklu’ diyor, ama sonuçta Bürgenstock gibi bir ortamda o konuların konuşulabileceği konusunda bir anlayış vardır ama daha sonraki bir aşamada olabilecek bir konudur.