Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu KTOB heyetini kabul etti
19 Ekim, 2017Atun: “KKTC büyümeye devam ediyor”
23 Ekim, 2017ODTÜ Kuzey Kıbrıs’ın önceki akşam düzenlediği Ekonomi ve Politika Semineri’nde konuşan Cumhurbaşkanı Akıncı, KKTC’nin bir çözüm olması durumunda eşit kurucu devlet olarak yerini alacağını, çözüm olamıyorsa da yoluna devam edeceğini belirterek, “Başka arayışlara girmeye gerek yoktur” dedi.
Önceki müzakerelerden farklı olarak, çözümsüzlüğe değil çözüme varabilmek için artık en başta yöntemi değiştirmek gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Böyle ucu açık 50 yıl daha sürsün yaklaşımı artık kendi kendini tüketmiştir” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, uzunca bir süredir dile getirdiği ve Genel Sekreter’in de son raporuna yansıttığı dengeli paket yaklaşımıyla, sonuç odaklı, çözüm odaklı, çerçevesi belli bir deneme daha yapılabilmesi için, Rum tarafında ciddi bir zihniyet dönüşümünün olması gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bu zihniyet dönüşümü olmazsa, sonuç yine çözümsüzlük olacaktır” diye konuştu.
“Biz, ‘vazgeçtik müzakereler gündeme gelmeyecek’ demiyoruz. Gelecekte farklı çözüm perspektifleri de gelişebilir. Ama ne olacaksa, görüşerek, müzakere edilerek olacak. Ayrılık olacaksa bile, görüşerek uzlaşarak olacak” diyen Cumhurbaşkanı şöyle devam etti:
“Diyalog kapılarını kapatacak değiliz. Ancak güneydeki başkanlık seçimlerinin gündemde olduğu şu sıralar diyaloğun mümkün olmadığı belli. Seçim atmosferi nedeniyle hazır olmadıklarını Dışişleri Bakanları Kasulidis ve iktidar partisi başkanı Averof da söylüyor. Ama seçim atmosferinde, sanki yarın görüşmeye hazırmış gibi gerçek olmayan beyanlarda bulunuluyor.”
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Rum tarafının çözümsüzlüğün sorumluluğunun Türk tarafına yüklenmesi beklentisinin Genel Sekreter’in son raporuyla boşa çıktığını hatırlattı.
Ancak BM Genel Sekreteri Guterres’in raporunda, Kıbrıs Türk tarafına büyük haksızlık yapıldığı duygusunu da taşıdığını belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:
“Belli ki Genel Sekreter suçlama yapmak istemedi, çünkü bundan sonrası var. Gördüğü bildiği halde çözümsüzlüğün sorumlusunu açıkça işaret etmek istemedi. Ancak Sayın Genel Sekreter, sorumluluğu eşit paylaştırma yanlışına da düşmemeliydi. Siyasi irade ve son adımı atamama yönünde sorumluluğu Kıbrıs Türk tarafı ve Kıbrıs Rum tarafına eşit paylaştırdı. Bu, bize yapılan çok büyük bir haksızlıktır.”