“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 5’li konferansa katılması kabul edilemez”
29 Aralık, 2016Başbakan Özgürgün Ankara’ya gitti
30 Aralık, 2016Başbakan Hüseyin Özgürgün, KKTC’nin altıncı ilçesi olan Lefke’yi ziyaret etti ve Lefke Avrupa Üniversitesi Hukuk Fakültesinde düzenlenen “Kıbrıs’ın Dünü, Bugünü ve Yarını” konulu konferansta sunum yaptı.
Özgürgün konuşmasında, adanın İngiltere’ye kiralanması, Yunanistan’a bağlanma girişimleri, EOKA ve TMT’nin kurulması süreçlerini ve bugün devam eden müzakereleri anlattı.
Özgürgün, Lefkoşa’daki Yeşil Hattın 30 Aralık 1963’de çizilmesinin ve Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün 1964’den beri adada bulunmasının, Türkiye’nin 1974’de adaya gelmesiyle ikiye bölündüğü yönündeki Kıbrıslı Rumların iddialarının gerçekleri yansıtmadığının kanıtları olduğunu söyledi.
Başbakan, Birleşmiş Milletlerin 4 Mart 1964 tarihli 186 sayılı kararının Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonların çıkış noktası olduğunu da vurguladı.
1964’de Kıbrıslı Türklere saldırıları, 1974’de Kıbrıs Cumhuriyetine darbe girişimini düzenleyen Nikos Samson’un oğlu Sotiri Samson’un 4 kez Güney Kıbrıs’ta parlamentoya seçilen biri olduğuna işaret eden Özgürgün, Samson’un Rumlar arasında en çok sevilen vekillerden olduğunu, dolayısıyla bugünü görüşürken dünü de bilmek gerektiğinin önemini vurguladı.
Türkiye’nin Güvenlik Anlaşmalarının verdiği hak ile 1974’de Kıbrıs’a müdahale ettiğini, 9 Ocak 2017’de İsviçre’de başlayacak görüşmelerde Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’ın Türkiye’nin müdahale hakkının kaldırılmasını isteyeceğini kaydeden Özgürgün, “Müdahale hakkının kaldırılmasının sıkıntı yaratacağını net olarak söyleyebilirim” dedi.
Annan Planı’nın, Kıbrıs Türklerinin kontrolü altındaki toprakların 3’te 1’inin Kıbrıslı Rumlara verilmesini öngördüğünü söyleyen Özgürgün, planın Kıbrıs Rum tarafında yüzde 75’le reddedilmesinin daha fazla toprak istemelerinden kaynaklandığını, ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonların kaldırılması kararının reddedildiğini kaydetti.
Annan Planının adada iki halkın bulunduğunu, Kıbrıslı Rumların ve uluslararası toplumun adada bir çözüme hazır olmadığını ortaya koyduğunu kaydeden Özgürgün, ardından Rum tarafının AB’ye alınmasının Türkiye’nin AB müzakerelerine engel olarak kullanıldığını söyledi.
Derviş Eroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı döneminde, varılacak anlaşmanın birincil hukuk olmasının güvence altına alınması talebini içeren bir yazı gönderdiğini anlatan Özgürgün, varılacak anlaşmanın Avrupa Birliği nezdinde birincil hukuk sayılmamasının anlaşmanın “delinebileceği” tehlikesini oluşturduğunu kaydetti.
Kıbrıs’ta sıkıntılara neden olan unsurlardan birinin de adanın güney denizinde keşfedilen doğal gaz kaynakları olduğunu kaydeden Özgürgün, doğal gaz kaynaklarının Kıbrıs sorununun çözülememesindeki en önemli sebeplerden biri olduğunu söyledi.