Meclis Başkanı Öztürkler: “Uluslararası adalet çifte standartlarla işliyor”
23 Haziran, 2025
Cumhurbaşkanı Tatar, Cevdet Yılmaz ile Güzelyurt Bölgesi’ni ziyaret etti
23 Haziran, 2025
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “ABD’nin, İran’daki nükleer tesisleri vurması bir kez daha ne kadar adaletsiz bir dünyada yaşadığımızı açıkça göstermiştir” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar yaptığı yazılı açıklamasında, küresel düzeydeki çifte standarda dikkat çekerek, bu anlayışın dünyayı büyük bir felakete sürüklediğini kaydetti.
“Benim olabilir ama senin olamaz” diyen kibirli bakış açısı ve “benim hakkım, senin değil” anlayışının dünyayı üçüncü dünya savaşının eşiğine getirdiğini belirten Tatar, “Beklentimiz bir an önce diplomasinin devreye girmesidir” dedi.
Uluslararası toplumun tepkisizliğini eleştiren Cumhurbaşkanı Tatar, Gazze’de yaşanan trajediye işaret etti:
“Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği bir dünyada yaşadığımızı unutmamamız gerekiyor. Bunu en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla görüyoruz.”
Kıbrıs Türk halkının, Güney Kıbrıs’tan kaynaklı tehditlerle de karşı karşıya olduğunu vurgulayan Tatar, şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türk halkı olarak, güney komşumuzun da İsrail’den farklı olmadığını çok iyi biliyoruz. Bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi, kendi ana yurdumuzda yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız.”
Uluslararası adalete teslim olmanın büyük bir hata olacağını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının kendi iradesine sahip çıkması gerektiğini ifade etti. Tatar, “Dünyanın adaletine bel bağlayıp kendimizi teslim edersek, hakkımızı değil, huzur ve mutluluk adı altında bize sürekli sunulan zehirli elmayı kabul etmiş oluruz” dedi.
Tatar açıklamasının sonunda, Kıbrıs Türk halkının bağımsız duruşuna ve geleceğine dair şu mesajı verdi:
“Oysa biz, Kıbrıs Türk halkı olarak, başkalarının yazdığı senaryolara mahkum değiliz. Kendi irademiz, birliğimiz ve kararlılığımızla yolumuza devam edeceğiz. Gerçek huzur ve güven, ancak kendi irademize ve haklarımıza sahip çıktığımızda mümkün olacaktır. Geleceğimizi başkalarının tasarımlarıyla değil, kendi ellerimizle ve ortak irademizle şekillendireceğiz.”