Cumhurbaşkanı Tatar: “Güney Kıbrıs’ta seçilenin değil, şu anda hâkim olan anlayışın değişmesi gerekir”
Date Added: 20 Şubat 2023, 12:04

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs’ta seçilenin değil, şu anda hâkim olan anlayışın değişmesi gerektiğini söyledi.

BRT’de, “Burası Önemli” adlı canlı yayın programına katılarak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimini Nikos Hristodulidis’in kazanması ile birlikte Kıbrıs konusunda değişecek bir şey olup olmayacağı konusunda bilgi veren Cumhurbaşkanı Tatar, Hristodulidis’in bu konudaki söylemlerinin daha sert olduğunu, çünkü kendisinin Kıbrıs’ın tekrar birleştirilmesinden, Kıbrıs’ın Avrupa Birliği içerisinde hak ettiği yeri almasından bahsettiğini kaydederek, “Bu seçim sonucunda Andreas Mavronannis de seçilseydi ne fark edecekti. Bildiğiniz gibi Nikos Anastasiadis Annan Planı’na evet diyen adamdı sonra Crans Montana’da masayı devirdi.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, yeni Rum lider ile yakın zamanda gayriresmi görüşeceklerini, diplomasiye ve karşılıklı anlayışla yürütülecek diyaloğa her zaman hazır olduklarını belirterek ancak Güney Kıbrıs’ta seçilenin değil, şu anda hâkim olan anlayışın değişmesi gerektiğini vurguladı.

Kıbrıs Türkü’nü, Kıbrıs’ta azınlık bir Müslüman toplum olarak görmekten vazgeçilmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, iki ayrı egemen yapının kabul edilmesi halinde masada Kıbrıs konusunun görüşülmeye başlanabileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının kilisesi ile kurumları ve kuruluşları ile bir bütün halinde milli hedefleri olduğunu kaydederek, “Bu milli hedef, seçim dönemi ne derlerse desinler, Kıbrıs’ta tek egemenlik, Kıbrıslılığı ön plana çıkartmak, bu AB adası olan Kıbrıs’ta tek egemenlik ve tek millet vardır düşüncesi hâkim. Çünkü bu inanç işlerine gelir. Onun altındaki zihniyette Kıbrıs bir Helen adasıdır ve böyle bir adada özellikle AB’ye üye olduğu için Türkiye’ye yer yoktur. Onlara göre, Türkiye’nin garantörlüğü er veya geç sona ermelidir ve Türk askeri de buradan gitmelidir.” şeklinde konuştu.

Bu zihniyetle kendilerinin bu çerçevede bir antlaşma yapmasının mümkün olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, kendilerinin hassasiyetinin kuzeyde ayrı bir egemenliğin olduğu ve kuzeydeki devletin yönetiminin ilelebet Kıbrıs Türkü’nde olması gerektiğini, Türkiye’nin garantörlüğünün ne kadar büyük bir hayati öneme haiz olduğunu ve mutlak surette belirli bir sayıda Türk askerinin adada olması olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Türk askerinin varlığı bizim gerçekten güvenliğimizi sağlar ve bu memlekette güven içinde dolaşabiliriz. Aksi takdirde güvenliğinizin olmadığı bir yerde yaşam sürdürebilmek çok zordur ve bunun acısını geçmişte hep birlikte yaşadık.” dedi.

İki taraf arasında çok büyük farklılıklar olduğunu ve bu süreçte nasıl bir uzlaşıya varılabileceğini tahmin etmenin çok zor olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, uluslararası aktörlerin ve güçlerin mutlak surette Güney Kıbrıs’ın elini bükmeleri gerektiğini vurguladı.

“İngiliz milletvekillerine de bunları söyledik. Çünkü Kıbrıs’ın gerçekleri bunu gerektirir. Yani onlar tanınmış bir devlettir, onlar AB üyesidir. Kıbrıslı Türkler ne tanınır, ne egemenlikleri saygı görü. Bu çerçevede bizim onlarla bir uzlaşıya varmamız mümkün değildir. Biz yalnız değiliz, çünkü sadece 40 mil uzaklıkta, her türlü ortamda derdi de olsa, dertsiz de olsa her zaman bizim yanımızda olan ve aynı milli davayı her zaman sürdürmekte olduğumuz bir Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte bu davayı yürütmekteyiz.” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin de Kıbrıs Adası’nda 1571’den sonra oluşan hak ve hukukunun olduğunu ve bunun göz ardı edilemeyeceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün azınlık bir Müslüman toplum olarak görülmemesi gerektiğine de vurgu yaparak artık Kıbrıs’ta iki ayrı egemen yapının kabul edilmesi halinde masada Kıbrıs konusunun görüşülmeye başlanabileceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yeni başkanı Nikos Hristodulidis ile kendisini buluşturmak gibi bir girişimi olduğunu da ifade ederek kendisine göre gayriresmi bir şekilde karşılıklı kahve içmenin hiçbir mahsuru olmayacağını söyledi.

“Eğer karşı taraf bizim hassasiyetlerimizi, kırmızı çizgilerimizi, egemen eşitliğimizi kabul ederse, resmi görüşmeler her zaman başlayabilir.” diye tekrarlayan Cumhurbaşkanı Tatar, bu sözlerini Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yeni lideri ile de paylaştığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’de, geçen eylül ayında yaptığı konuşmada, bütün dünya devletlerine Kıbrıs’ta Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız ambargo ve izolasyonların bir zulme dönüştüğünü, ortadan kalkması ve KKTC’nin artık tanınma vaktinin gelmesi gerektiğini söylemesinin, Kıbrıs Türk halkı için çok önemeli bir aşama olduğunun altını çizerek tüm bunların ardından Özbekistan’daki Türk Devletleri Teşkilatı toplantısında KKTC’nin gözlemci statüsü ile kabul edilmesinin de önemli bir aşama olduğunu söyledi.

Maraş konusunda da değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş bölgesinde İngiltere Kraliyet Ailesi’nin bir oteli bulunduğunu ve İngiltere’nin bu konuda Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuruda bulunup bulunmayacağını bilmediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar; “Maraş’ta Vakıflar İdaresi’nin hakları vardır çünkü Vakıflar İdaresi bütün belgeleri ile bu arazilerin çoğunun kendisine ait olduğunu belgeledi. Meseleye taraf oldular. Dolayısıyla orada bir uzlaşma olması gerekmektedir. Ancak bina yatırımcınındır. Bina İngiliz’in, Amerika’nın olabilir, Rum’un olabilir, Türk’ün olabilir, kiminse onundur. Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurması durumunda hakkını geri alabilir.” dedi.

Maraş açılımının başlı başına önemli bir adım olduğunun altını da çizen Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş’ın KKTC sınırları içerisinde olduğunu ve alternatif bir cazibe merkezi haline geldiğini vurgulayarak KKTC’nin burayı o nostaljik yapısı ile kullanıma kazandırdığını söyledi.