Türk- Bir’e Almanya’dan ödül
19 Aralık, 2023Başbakan Üstel: Kıbrıs konusu ile enerji, sağlık, ulaştırma ve eğitim alanlarında yapılacak yeni yatırımları ele aldık
19 Aralık, 2023Dışişleri Bakanlığı 2024 yılı bütçesi Meclis Genel Kurulu’nda oy çokluğuyla onaylandı.
Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine ilk sözü Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu aldı. Ertuğruloğlu, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı sunuşta, “Dışişleri Bakanlığı olarak temel hedefimiz; Kıbrıs konusundaki devlet politikamızın en geniş şekilde duyurulması ve kabul görmesinin sağlanması için faaliyetlerde bulunmaktır” dedi.
Bunun yanısıra Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından uluslararası alanda KKTC aleyhinde yürütülen propaganda çalışmalarına gerekli yanıtların verilmesi ve bunların etkisiz kılınması için karşı hamlelerin yapılması yönünde büyük gayret gösterildiğini ifade eden Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının haklarını korumanın her yer ve koşulda birincil öncelikleri olduğunu vurguladı.
50 yılı aşkın bir süre devam eden ve başarısızlığı defalarca kanıtlanmış olan, dolayısıyla Kıbrıs Türk tarafının rızasını geri çektiği “federasyon” temelindeki müzakere süreçlerinin ardından, Adada’ki mevcut gerçekler ışığında yeni bir devlet politikası belirlenerek 2021 yılında dünyaya duyurulduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:
“Yeni devlet politikamız ışığında, adada iki bağımsız ve egemen devlet bulunduğu gerçeğinden hareketle, Kıbrıs adası ve çevresinde ihtiyaç duyulan kalıcı ve sürdürülebilir istikrar ve güvenlik için ancak egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletin iyi komşuluk ilişkilerini teminen iş birliğinin müzakere edilebileceğini savunmaktayız.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan son iki yıl üst üste Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kürsüsünden yaptığı tarihi konuşmalar ile tüm dünyaya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması yönünde çağrıda bulunmuştur.
Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardan bu yana devam eden haksız ve insanlık dışı izolasyon ve ambargoların kaldırılması ve Kıbrıs Türk halkının dünya ile buluşmasının önündeki engellerin bertaraf edilmesi için anavatan Türkiye ile birlikte mücadelemiz devam edecektir.
Dışişleri Bakanlığı olarak her fırsatta, adada kalıcı istikrar ve güvenin sağlanmasının tek yolunun taraflara eşit muameleyle mümkün olabileceğini vurguluyoruz. Kıbrıs’ta tek sorun Kıbrıslı Rumların hakimiyetindeki ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası toplum tarafından devlet, Kıbrıslı Türklerin ise bu sözde devletinin bir ‘topluluğu’ gibi muamele görmesidir. Statüko olarak tabir edilen bu durumun en erken zamanda değişmesi gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü desteği sayesinde 2022 yılında gözlemci üyeliğine kabul edildiğimiz Türk Devletleri Teşkilatı nezdindeki temsiliyetimiz ve görünürlüğümüz gün geçtikçe artmaktadır. Ülkemizin ilgili kurum ve kuruluşları anılan teşkilatın etkinliklerine temsiliyet sağlamaktadır. Bu çerçevede, 2023 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın gerçekleştirdiği özellikle Azerbaycan, Özbekistan ve Kırgızistan ziyaretleri büyük önemi haizdir.”
Ertuğruloğlu, Dışişleri Bakanlığı olarak izledikleri proaktif ve girişimci siyaset kapsamında 2023 yılı içinde yurt dışında birçok temaslarda bulunduklarını ifade ederek, temaslara ilişkin detayları milletvekillerine faaliyet raporu olarak dağıttı.
Bakanlık personelinin Cumhurbaşkanlığı tarafından yürütülmekte olan çeşitli çalışmalarda aktif olarak görev aldığını ve bu çalışmalara katkı koyduklarını ifade eden Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:
“Bu noktada özellikle ifade etmek istiyorum ki, Dışişleri Bakanlığımıza içinde bulunduğumuz bu çok önemli süreçte devlet genel bütçesi içinden ayrılan pay yüzde 0,75’e tekabül etmektedir. Dışişleri Bakanlığımızın bütçesi gerek Güney Kıbrıs gerekse birçok ülkenin gerisinde kalmaktadır. Bakanlığımız merkez örgütü ile sayısı bugün 27’ye ulaşan ve yenileri açılması öngörülen yurt dışı uygulama birimlerimiz faaliyetlerini çok kısıtlı imkanlara rağmen en iyi şekilde yerine getirmek için takdire şayan gayret göstermektedirler.
Bu yeni dönemde, hem bakanlığımızın hem de yurt dışı uygulama birimlerimizin kadrolarının güçlendirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmaktadır.
Kıbrıs Türk halkının haklı taleplerini ortaya koymak ve seslerini duyurmak amacıyla bakanlığımızca yürütülen yurtdışı temaslar kapsamında yurtdışı geçici görev yollukları kalemi önem arz etmektedir. Şüphesiz ki imkanlar zorlanarak yurt dışı temaslar azami noktaya taşınacaktır.”
Milletvekillerinin konuşmasının ardından yeniden söz alan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 20 seneyi aşkın bir zamandır aynı şeyleri dinlediklerini, kendisinin de Meclis komitesinde de söylediklerini tekrarlayacağını söyledi.
Kıbrıs konusuna reel politikalardan bahsedilmesinin olumlu olduğunu dile getiren Ertuğruloğlu, kendisi böyle baktığı için dünyaya toz pembe gözlükleriyle bakanlar tarafından eleştirildiğini kaydetti.
Ertuğruloğlu, Kıbrıs’ın coğrafik konumunun önemine işaret ederek, güçlü devletlerin ve uluslararası örgütlerin çıkarlarının bu coğrafyadan geçtiğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bu nedenle Kıbrıs meselesinin sadece Kıbrıs’ta Türkler ve Rumlar arasında veya Türkiye Cumhuriyeti-Yunanistan arasında bir sorun olarak görülemeyeceğini, ABD, Rusya, İngiltere, İsrail Arap ülkeleri Çin, AB, BM’nin burada olduğunu ve kendi ulusal çıkarları doğrultusunda politikalar benimseyip sürdürdüğünü ifade etti.
Kıbrıs sorununun ne olduğu konusunda bir mutabakat sağlamak gerektiğini belirten Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bu konuda taraflar arasında bir mutabakat olmadığını, bunun nedeninin de BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi olduğunu söyledi.
Yıllar önce Avrupa Konseyi’nde katıldığı bir toplantıdan anekdotlar aktaran Ertuğruloğlu, buradaki bir tartışma üzerine “BM Güvenlik Konseyi’nin Türkiye Cumhuriyeti’ni Kıbrıs’ta ‘işgalci’ diye niteleyen kararı yoktur” dediğini kaydetti.
Avrupa Konseyi’ne defalarca gittiklerini ve toplantılara katıldıklarını söyleyen Ertuğruloğlu, orada oy haklarının olmadığını ve orada Kıbrıs Türk toplumunun seçilmiş temsilcileri olarak adlandırıldıklarını ve bu toplantıların abartılacak bir önemi olmadığını söyledi.
Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıslı Türkler için 2 sandalye ve Türkçe’nin resmi dil olmasını talep etmenin Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sahibi olduğunu onaylamak anlamına geleceğini belirten Ertuğruloğlu, “Kıbrıs sorunu denen sorunu biz böyle görmüyoruz. Bunu beğenirsiniz veya beğenmezsiniz. Kıbrıs meselesi bir ulusal davadır. Türk ulusunun davasıdır.” dedi.
Tahsin Ertuğruloğlu, sorunun kişisel de olmadığını kaydederek, “Toz pembe gözlüklerle bakma hakkınız yoktur. Rum tarafı ‘Türkiye işgalcidir demekten, Kıbrıs sorunu 1974’te başlayan işgaldir’ politikasından vazgeçti mi ki biz kendi kendimize gelin güveyi olarak bambaşka dünyalar yaratıyoruz? Bunu yapmayalım” diye konuştu.
Rum tarafının Kıbrıs Türklerini azınlık gördüğünü kaydeden Ertuğruloğlu, tüm sorunların Kıbrıs Cumhuriyeti diye ödüllendirilen saldırgan Rum toplumundan kaynaklandığını ifade etti.
Kıbrıs sorununu yaratan BM’nin beş daimi üyesi olduğunu dile getiren Ertuğruloğlu, Kıbrıs Cumhuriyeti ortaklığını bozanın da Rum olduğunu kaydetti.
Rumların hiçbir zaman Türklerle kendilerini eşit görmediğini ve adayı Helen adası olarak görmeye devam ettiğini dile getiren Ertuğruloğlu, toplum statüsünü artık kabul etmediklerini ve tam 40 yıldır devlet sahibi bir halk olduklarını kaydetti.
Yabancılarla görüşmelerinin reklamını yapmadığını ancak sürekli görüşmeler yaptığını söyleyen Ertuğruloğlu, onlara ilk olarak Kıbrıs sorunu nedir diye sorduğunu ifade etti.
AB’nin Kıbrıslı Türklere en büyük kötülüğü yaptığını söyleyen Ertuğruloğlu, AB’nin Rum’u üye yaparak, yaptığı hatanın farkında olduğunu fakat bunu düzeltecek bir duruma ve kapasiteye sahip olmadığını; Kıbrıs sorununda Rumların yanında taraf olduğunu anlattı.
KKTC’nin AB toprağı olmadığını, üyelik müracaatı da olmadığını belirten Tahsin Ertuğruloğlu, “Bizim kimseye karşı bir düşmanlık politikamız yoktur ama kimlerin bize düşmanlık ettiğini görüyor onlara karşı dik duruş sergiliyoruz. Dünya Rum’u Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul etmemesi lazımdı ama etti. AB Rum’u AB üyesi yapmaması gerekirdi, yaptı. Bunları söyleyince AB düşmanı mı oluyoruz? AB’nin temsil ettiği değerlere saygımız var ama kendisi her adımda ilkelerini ihlal etti” diye konuştu.
Ertuğruloğlu, Gazze için ateşkes kararı bile alamayan BM Güvenlik Konseyi’ne işaret ederek, “Biz kime güveneceğiz. Bu mu dünya, bunlara güvenerek mi milli davamızda taviz vereceğiz, geri adım atacağız?” diye sordu.
Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının onurlu, milli bilinci olan bir halk olduğunu ifade ederek Avrupa Birliği’nden, Avrupa Konseyi’nden, BM Genel Kurulu’ndan çıkan kararlardan hiçbirinin Kıbrıs Türklerinin lehine olmadığını belirtti.
Rum tarafıyla ortak devlet yürütmenin ne demek olduğunun düşünülmesini isteyen Ertuğruloğlu, “Kişisel temsilci” konusuna federasyon için ortak zemin arayışında olmayacağı ve 6 aylığına görevlendirileceği belirtilerek onay verildiğini söyledi.
“Toplumsal arası müzakerelere” Rumların bir şeyi çözmek için katılmadığını ve her uzlaşıyı sabote edenin de Rum tarafını olduğunu dile getiren Ertuğruloğlu, seçeneğin belli olduğunu ya da Rumlara boyun eğerek devam edileceğini kaydetti.
Adanın bölünemeyecek kadar küçük olduğunun söylendiğini anımsatan Ertuğruloğlu, “Adanın küçük olması Rumlarla birlikte yaşamayı mı getirdiğini” sordu
Kıbrıs sorununun özü gözden kaçırıldığı takdirde yanlışa gidileceğini belirten Ertuğruloğlu, “Kıbrıs sorunu, Rum’un Kıbrıs olarak tanınmasıdır ve bize izolasyon ve ambargolar uygulanmasıdır” diye konuştu.
Türk Devletler Teşkilatına gözlemci üye olduklarını fakat sonra AB’nin devreye girdiğini ve kendilerinin bu ülkelerle olan ilişkilerini sabote ettiğini dile getiren Ertuğruloğlu, KKTC’de AB Destek Ofisi olduğunu ancak AB’nin KKTC’yi tanımadığını belirterek özetle şöyle konuştu:
“Bu ofisin faaliyetleri KKTC olgusunu yıpratmak. KKTC karşıtı görüşleri beslemek. KKTC karşıtı görüşlere sahiplerin projelerine finansman sağlamak, gençliği altımızdan almak için bazılarına burs vermek ve maalesef öz eleştiri de yapmayı severim, bizim devlet kurumlarımız da AB kurumlarından finansman sağlayamaya hevesli. Peki ben bir soru sorayım: Bu bakanlığın görevi devletin temsil edilmesidir. Bu devletin politikası beğenir veya beğenmezsiniz iki eşit egemen devlet ve eşit egemen statüdür. AB ile ilişkileriniz hangi temeldedir? Devlet temelinde mi ilişki kuruyoruz? Hayır. Üye yaptıkları sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toplumu olarak… Peki bir tarafta iki egemen devlet politikası savunurken iki kuruş için AB’ye avuç açmanın devleti yıprattığını göremiyor muyuz?”
Ertuğruloğlu, Türkiye ile Yunanistan ilişkilerinin iki NATO üyesi olarak uyumlu zemine oturtulması gerektiğini, kimsenin bu ilişkiler iyiye gidiyor diye rahatsız olmadığını ancak, uyumsuzluğun Yunanistan’dan kaynaklandığını, Yunan halkında Türkiye kompleksi olduğunu kaydetti.
BM’nin Pile konusunda bile ortak zemin bulamadığını belirten Ertuğruloğlu, “Bizimle başka Rumlarla başka anlaşma yaptılar” dedi.
BM temsilcisi Colin Stewart’la Pilelilerin de katılımıyla yapılan toplantıda konuşulanlar hakkında bilgi veren Ertuğruloğlu, kendilerinden habersiz Rumlara parselasyon yetkisi verilmesini eleştirdi.
TAK 50. yıl fotoğraf sergisinde yer alan Pile’de köylülerin yıllar önce yol istemiyle yaptığı eylemlerde “Bize yol hakkımızı verin” yazılı pankartlar yansıtan fotoğrafları Meclis kürsüsünden gösteren Ertuğruloğlu, “Bu BM bizim yol inşaatımızı gerekçe göstererek Rumlarla gizli anlaşma yaptı. Müsteşarım bu anlaşmayı istedi, verilmedi” diye konuştu.
BM’nin kendilerinden iki hafta zaman istediklerini ve buna karşılık Rumların parselasyon çalışması yaptığını belirten Ertuğruloğlu, Pile yolunun da parselasyon çalışmasının da durduğunu söyledi.Türk tarafının yaptığı yolun, Rumların parselasyon çalışması nedeniyle ara bölge başlangıcında durduğunu ifade eden Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Rum’un platoya çıkmasına kesinlikle izin yoktur. Asla ve asla… Gerekirse yoldan vazgeçeriz. Bizim orada bir askeri birliğimiz var. O birliğin oradan kaldırılmasına yol açacak bir olaya iznimiz yoktur” dedi.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Kıbrıs bir devletin değil bir adanın adıdır. Bu adada iki devlet vardır ve gelecek ancak bu iki devletin iyi komşuluk ilişkileriyle şekillenebilir. Ortaklık kurma diye bir olasılık Rumlar sayesinde kalmamıştır. Bunun suçunun bize yüklemekten vazgeçilmesi gerekir” diyerek tamamladı.
Konuşmaların ardından, 588 milyon 99 bin 400 TL’lik Dışişleri Bakanlığı bütçesi oy çokluğuyla onaylandı.