Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler: “Eşit ve egemen iki devletli bir uygulama olursa çözüm bulunabilir”
6 Mayıs, 2024Dışişleri Bakanlığı: “Metehan’daki yoğunluğun nereden kaynaklandığı ortadayken bu sorun KKTC’ye mal edilemez”
6 Mayıs, 2024Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimine uyguladığı silah ambargosunu kaldırma girişimiyle ilgili olarak Kıbrıs Gazetesi’ne konuştu.
ABD’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kendisinden uzaklaştırma niyetinde olduğunu vurgulayan Ertuğruloğlu, “Halihazırda hassas olan dengeleri Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan lehinde değiştirme niyetinde olduğu anlaşılan ABD Yönetimi’ni sağduyu ile hareket etmeye davet ediyorum.” dedi.
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, ABD Kongresi’ne sunulan yasa tasarısını, adada ve Doğu Akdeniz’deki gerilimi artırmak amacıyla yapılan bir girişim olarak değerlendirdi.
Ertuğruloğlu, ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne uyguladığı silah ambargosunun 1987’den beri kademeli olarak kaldırıldığını belirterek, “Bahse konu yasa tasarısının ABD Kongresi’ne sunulmasının, ada ve Doğu Akdeniz’deki gerginliği tırmandırmaktan başka bir amaç taşıdığını düşünmüyorum. ABD yönetimi 1987 yılından bu yana GKRY’ne uyguladığı silah ambargosunu 2020 yılında kısmen, 2022 yılında ise her yılsonunda değerlendirilmeye tabi olacak şekilde tamamen kaldırmış ve bu düzenleme son olarak 2024 mali yılını kapsayacak şekilde uzatılmıştı. Adı geçen Kongre üyeleri tarafından 1 Mayıs 2024 tarihinde sunulan yasa tasarısı ile değerlendirmenin her yıl yerine 5 yılda bir yapılması hedeflenmektedir. Yasa tasarısı Kıbrıs Rum tarafının, son dönemde endişe verici boyutlara ulaşan silahlanma faaliyetlerini daha fazla artırmasına sebebiyet verme tehlikesi taşımaktadır.” ifadelerine yer verdi.
Bakan Ertuğruloğlu, ABD yönetiminin Kıbrıs Rum Kesimi’ne uyguladığı silah ambargosunu tamamen kaldırmasının, Doğu Akdeniz bölgesindeki hassas dengeyi sarsma potansiyeline sahip olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
“ABD yönetimi GKRY’ye uyguladığı silah ambargosunu hâlihazırda 2022 yılında aldığı bir kararla tamamen kaldırmıştı. Bu kararın, ada ve son dönemde oldukça gergin olan Doğu Akdeniz bölgesindeki hassas dengeleri sarsma tehlikesi potansiyeline sahip olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Bir taraftan GKRY’ni silahlandırırken, diğer yandan Ada’daki iki taraf arasında bir anlaşmaya varılmasını ve bölgede istikrarın sağlanmasını desteklediğini iddia eden ABD yönetiminin samimiyetine inanmak güçtür. ABD yönetiminin Rum tarafına satacağı silahların hedefinin kim olduğu açıktır. Bu nedenle, ada ve bölgedeki meşru hak ve çıkarlarımızı korumak için Garanti Anlaşması ile temin edilen Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ne kadar hayati olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.”
Bakan Ertuğruloğlu, GKRY’nin ABD yönetimi tarafından askeri ve siyasi alanda desteklenmesinin Türk tarafı tarafından kabul edilemez olduğunu belirtti.
Ertuğruloğlu, ABD’deki güçlü Rum-Yunan lobisinin etkisiyle, ABD yönetiminin KKTC ve Türkiye’ye karşı dostane olmayan bir tutum sergilediğini ifade ederek, “GKRY’nin askeri ve siyasi alanda ABD yönetimi tarafından desteklenmesi ve cesaretlendirilmesinin tarafımızca kabul edilmesi asla mümkün değildir. ABD’deki güçlü Rum-Yunan lobisinin etkisiyle, ABD yönetiminin, KKTC ve Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı dostane olmayan bir yaklaşım sergilediğini değerlendiriyorum. Bu çerçevede, KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kendisinden uzaklaştırmak ve halihazırda hassas olan dengeleri Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan lehinde değiştirme niyetinde olduğu anlaşılan ABD Yönetimi’ni sağduyu ile hareket etmeye davet ediyorum.” ifadelerine yer verdi.
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’deki güvenlik ve deniz yetki alanlarına ilişkin politikalarının her iki ülkenin hak ve çıkarları doğrultusunda belirlendiğini ve sürdürüldüğünü vurguladı.
Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs Adası’nın ortak sahibi olduğunu ve adanın ve çevresindeki tüm doğal kaynaklarda eşit haklara sahip olduğunu hatırlatan Ertuğruloğlu, sözlerini şöyle noktaladı:
“Türkiye ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki güvenlik ve deniz yetki alanlarına ilişkin politikaları iki ülkenin hak ve çıkarları çerçevesinde belirlenmekte ve sürdürülmektedir. Unutulmamalıdır ki, Kıbrıs Türk halkı Kıbrıs Adası’nın ortak sahibidir ve ada üzerinde ve çevresindeki tüm doğal kaynaklarda eşit hakkı bulunmaktadır. Bu çerçevede, GKRY ve ABD dahil üçüncü tüm tarafların bölgede atacağı adımlardan bağımsız olarak, Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte, meşru hak ve çıkarlarımızı korumak için gerekli tedbirleri almaya ve olabilecek tüm adımları atmaya devam edeceğiz.”