Özersay: “Rum Dışişleri görüşmelerimize engel olmaya çalışıyor”
4 Temmuz, 2019Türkiye’nin Kayıp Şahıslar Komitesi’ne katkısı 1 milyon Euro’yu buluyor
5 Temmuz, 2019Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yataklarına ilişkin “bazı gerçeklerin hala sorgulanmadığını” vurgulayarak, “Öncelikle bu kaynaklar her iki topluma aittir. Bir diğer ifadeyle, Kıbrıs Türk’ü ve Rumlar bu kaynakların müşterek sahibidir.” dedi.
Temaslarda bulunmak üzere İsviçre’de olan Bakan Özersay, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nde BM Cenevre Ofisine Akredite Basın Mensupları Birliği (ACANU) tarafından düzenlenen “Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de Son Gelişmeler” başlıklı basın toplantısında konuştu.
Bakan Özersay, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları konusunda “bazı gerçeklerin hala sorgulanmadığını” vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Öncelikle bu kaynaklar her iki topluma aittir. Bir diğer ifadeyle, Kıbrıs Türk’ü ve Rumlar bu kaynakların müşterek sahibidir. Ama bu sorgulanmadı. Hatta bu gerçek, Yunanistan tarafının New York’taki BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmalarda bile kabul edildi. AB ve BM tarafından da kabul edildi. BM Genel Sekreteri’nin pek çok raporunda da bu açık şekilde belirtildi. Biz bu karbon yataklarının müşterek sahibiyiz. Bu çok önemli unsur göz ardı edilemez.”
Kıbrıs’ta kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşmadan da Rum tarafıyla karbon yatakları konusunda birlikte çalışma yapmaya hazır olduklarını 2011’de BM’ye ilettiklerini dile getiren Özersay, bu teklifin hala geçerli olduğunun altını çizdi.
Özersay, “Her iki tarafa ait kaynakları birlikte kullanabiliriz. Bunu birlikte yapabiliriz. Fakat bu teklifimiz kabul edilmedi. Bundan dolayı biz de (hidrokarbon yatakları konusuna) Rum tarafının yaklaşımının aynısını takip ettik. Bu kaynakların kullanımının önüne geçilmesi için bir hamlede bulunmadık ama biz de aynı yaklaşımı takip ettik.” diye konuştu.
KKTC adına “bir şirket olan” TPAO’ya lisans verdiklerini hatırlatan Özersay, bunun Kıbrıs Rum yönetiminin diğer yabancı firmalara verdiği lisanstan hiçbir farkı olmadığını vurguladı.
Özersay, “Bu konuda bizim duruşumuz açık. Bu duruş, herhangi bir çatışmanın elemine edildiği ve Doğu Akdeniz’de istikrarın kalıcı hale getirilmesidir. İhtiyaç olduğumuz tek şey dayanışmadır. Bu dayanışma ayrıca Kıbrıs’ta kalıcı bir çözümün başlangıcı olacaktır.” diye konuştu.
“Bu konu hakkında doğrudan diyaloğa ihtiyacımız var.” ifadesini kullanan Özersay, her iki taraftan da lisans alan şirketlere yetki verilerek karbon yatakları konusunda bir çözüme ulaşılması tavsiyesinde bulundu.
Kıbrıs görüşmelerinin yeniden başlaması konusunda iyimser olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine ise Özersay, şöyle devam etti:
“Eğer görüşmelere tekrar başlayacaksak, görüşmelerin selameti açısından görüşme yapmamak daha iyi. Bunun nedeni, hiçbir sonucu olmayan Kıbrıs görüşmeleri yaptığımız zaman ve aynı uygulamalar devam ettiği sürece kimse statükonun anormalliğini sorgulamayacak. Bölgedeki olağandışı durumun sorgulanması gerekiyor. Sorunun temelindeki nedenleri sorgulamamız gerekiyor.”
Özersay, yeni bir görüşme sürecinin başlamadan önce, tarafların ne tür bir ortaklık istediği konusunda uzlaşmaya varması ve bunu özümsemesi gerektiğinin altını çizdi.
Kıbrıs Türk tarafının çözüm için her türlü somut adımı attığını örnekleriyle anlatan Özersay, tek çözümün “federal Kıbrıs” olmadığını, başka çözüm yollarının da bulunabileceğine vurgu yaptı.
Bakan Özersay, Kıbrıs’ta 50 yıldır görüşülen paylaşmaya dayalı federal ortaklık modeli yerine iş birliğine dayanan farklı ortaklık modellerinin denenebileceğine işaret etti.