Eski Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu: “Doğu Akdeniz’de enerji krizleri derinleşti”
Date Added: 08 Aralık 2020, 14:03

Eski Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Doğu Akdeniz konusunda Rum tarafının çeşitli senaryolar yoluyla hem Türkiye hem de KKTC’yi en doğal haklarından ve güvenliğinden etmek istediğini belirterek, “Türkiye’nin ve KKTC’nin dikkate alınmadığı hiçbir senaryo kabul edilmeyecektir. Böyle senaryolar sürdürülebilir değil. Nihayetinde başarısız olacaktır” dedi.
Ertuğruloğlu, Antalya’da Akdeniz Üniversitesinde düzenlenen “Doğu Akdeniz Çalıştayı”nda yaptığı konuşmada, Doğu Akdeniz’in stratejik öneme sahip olduğunu söyledi.
Süveyş Kanalı sayesinde Avrupa ve Orta Doğu’nun güzergahının kısaldığına ve ticaret rotalarının yüzde 35’inin buradan geçtiğine dikkati çeken Ertuğruloğlu, “Akdeniz’de önemli miktarda doğal gaz rezervleri olduğunu biliyoruz. Bu nedenle Doğu Akdeniz, uluslararası ticaretin ve enerjinin önemli bir merkezi haline geldi. Doğu Akdeniz aynı zamanda enerji hattının da tam ortasında.” diye konuştu.
Akdeniz’de yüksek miktarlarda hidrokarbon rezervlerinin bulunduğunu vurgulayan Ertuğruloğlu, bu kaynaklar çıkarılırsa Avrupa’nın 30 yıllık ihtiyacının karşılanabileceğini kaydetti.
Araştırma raporlarında, bölgede 1,7 milyar varillik kaynak olduğunun söylendiğini aktaran Ertuğruloğlu, “Bu aynı zamanda önemli bir güç. Eğer doğru yönetilirse, doğru paylaşılması sağlanabilir. Aksi halde, hiçbirimiz bundan faydalanamayız.” ifadesini kullandı.
Ertuğruloğlu, Kıbrıs meselesinin büyük bir “merkezi konu” haline geldiğini ve bunun için iş birliğine ihtiyaçları olduğunu dile getirdi.
Adadaki iki ülkenin de uzun vadeli çözümler araması gerektiğini vurgulayan Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:
“Doğu Akdeniz’de enerji krizlerinin derinleştiğini görüyoruz çünkü Rum tarafı çeşitli senaryolar yoluyla hem Türkiye hem de KKTC’yi en doğal haklarından ve güvenliğinden etmek istiyor. Türkiye’nin ve KKTC’nin dikkate alınmadığı hiçbir senaryo kabul edilmeyecektir. Böyle senaryolar sürdürülebilir değil. Nihayetinde başarısız olacaktır. Doğu Akdeniz’de her ne yapılacaksa hak, hukuk ve aynı zamanda KKTC’nin ve Türkiye’nin hakları dikkate alınarak yapılmalı.”