Cumhurbaşkanı Tatar: “Bu adımı insanlık için attık”
16 Kasım, 2020Aksoy: “Kıbrıs Türklerinin varlığını ve haklarını yok saymayı alışkanlık haline getiren AB şimdi de Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini reddetme cüretini göstermektedir”
17 Kasım, 2020Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk Halkının, en mutlu günlerinden birini 15 Kasım 1983’te yaşadığını belirterek, “Soylu bir varoluş mücadelesi ve eşsiz fedakârlıklarla kurduğumuz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 37. kuruluş yıl dönümünü, büyük bir coşkuyla kutluyoruz” dedi.
Bu coşkuyu yaşarken, geleceğe daha emin adımlarla yürüyebilmek için, geçmişten bu yana yaşananların muhasebesini doğru yapmak, dikkatli olmak gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Milli mücadele liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’ın da sık sık vurguladıkları gibi, bir Halkın ulaşabileceği en yüce, en onurlu mertebe, bağımsız-egemen devlet kurma aşamasıdır” ifadelerini kullandı.
“Kıbrıs Türk halkı olarak; eğer bugün, başı dik ve onurlu bir biçimde kendi vatanımızda özgürce yaşayabiliyorsak bunu, her türlü bedeli; gözünü kırpmadan ödemeyi kabul etmiş halkımıza, ulusal kahramanlarımıza, Dr. Fazıl Küçük’ten Rauf Denktaş’a uzanan şanlı ecdadımıza ve Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’ne borçluyuz” diyen Tatar, bu soylu mücadelenin her aşamasında, kopmaz ayrılmaz parçası olunan Türk Ulusunun eşsiz yardım ve desteğinin Kıbrıs Türk halkıyla her zaman beraber olduğunu vurguladı.
15 Kasım Cumhuriyet Bayramı Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, halkın Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar konuşmasına şöyle devam etti:
“Kurucusu ve eşit ortağı olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti devletinden, ortağımız Rumlar tarafından silah zoruyla dışlandığımız 1963 Kanlı Noel saldırılarından itibaren, 1964’te Genel Komite, 1967’de Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi, 1974’te Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi, 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti ve 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan ederek, bağımsızlık mücadelemizi büyük bir azim ve kararlılıkla sürdürmüş bulunuyoruz.
15 Kasım 1983’te bağımsızlık bildirgemizin Meclis’te kabul edilmesi, Rum tarafının bizim egemen eşitliğimizi kabul etmemesi ve uluslararası camianın sadece Rum tarafının sesini duymasının bir sonucudur.
1960’ta ortaklık devleti kurulduktan hemen sonra Rum lider Makaryos, 1960 Antlaşmasına geçici gözle bakmış, bu anlaşmayı Enosis amacına ulaşmak için bir aşama olarak kullanmıştır. O günden bugüne, Rum kesimindeki zihniyette hiçbir değişiklik olmadığını görmekteyiz.
Hâlâ federasyon ister gibi görünmekle beraber, ne yönetimi ne de zenginlikleri bizimle paylaşmak istemedikleri için, siyasi eşitlik temelindeki bir anlaşma dahi son 50 yıldır yapılan müzakerelerde hayata geçirilememiştir.
Hâlâ, egemen eşitliğimizi reddediyor, bizleri korunan bir azınlık pozisyonuna indirgemeyi, otonomi ile bir Yunan Devleti’ne dönüşen Güney Kıbrıs’taki otoriteye, yama yapmayı hayal etmektedirler.
Bu nedenledir ki 2004 Annan Planı’nı reddettiler…
Bu hayal nedeniyledir ki 2008’de başlayan yeni süreç, 2017 yılı Temmuz ayında Crans Montana’da başarısızlıkla çökerken, Rum tarafı siyasi eşitliği reddetmiş, sıfır asker, sıfır garanti ve Rum hakimiyetinde üniter bir devlete evrilecek bir çözüm şeklini ısrarla talep etmeye devam etmiştir.
Rum Dışişleri eski Bakanı Rolandis’in ifadesiyle, muhatabımız Rum tarafı bugüne dek tüm çözüm planlarını reddetmiştir.”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk tarafının masaya dönmeye hazır olduğunu ancak artık masada yeni çözüm modellerinin de olması gerektiğini belirtti.